Ölüm veya ağır yaralanmalarda manevi tazminat da talep edilebilir. Bu tazminat türü, acı, elem, ızdırap ve psikolojik zararları karşılamaya yöneliktir. Mahkemeler, olayın vahametine, kazanın etkisine ve tarafların sosyal durumuna göre bu miktarı takdir eder. Manevi tazminatın standart bir formülü yoktur. Bu yüzden talep edilen miktarın gerekçeli olarak sunulması büyük önem taşır.

Kaza sonrası süreçte tazminat almak isteyen kişiler mutlaka belgelerini eksiksiz şekilde toplamalıdır. Bunlar arasında kaza tespit tutanağı, hastane raporları, iş gücü kaybına dair sağlık kurulu raporu, gelir belgeleri ve tanık ifadeleri yer alabilir. Bu belgeler doğrultusunda kusur oranları belirlenir ve bu da tazminat miktarını doğrudan etkiler. Örneğin mağdur %50 kusurluysa, talep edeceği tazminat da yarı oranda düşecektir. Bu durumlarda teknik hesaplamaların doğruluğu hayati öneme sahiptir.

Tüm bu karmaşık süreci doğru yönetmek ve hak kaybı yaşamamak adına bir kaza avukatı ile çalışmak son derece önemlidir. Kaza avukatı, gerek sigorta şirketiyle görüşmelerde gerekse dava sürecinde tüm hukuki adımları atarak müvekkilinin hakkını korur. Ayrıca tazminatın eksik ya da hatalı hesaplanmasına engel olur. Bilinmelidir ki sigorta şirketleri çoğu zaman mağdurlara teklif ettikleri tazminatları düşük tutar. Bu yüzden uzlaşma yoluyla gelen teklifler avukat değerlendirmesi olmadan kabul edilmemelidir.

Sonuç olarak, ölüm veya yaralanma halinde tazminat hesaplamaları her olayın kendine özgü koşulları çerçevesinde yapılır. Yaş, gelir, kusur oranı, yaralanma derecesi gibi pek çok değişken dikkate alınır. Her ne kadar internette “kaza tazminatı hesapla” gibi araçlar bulunsa da, bu araçlar yalnızca fikir vermeye yöneliktir. Gerçek hesaplamalar için bir kaza avukatı eşliğinde profesyonel destek alınması, en doğru ve adil sonucu sağlayacaktır.